16 Şubat 2008 Cumartesi

Eroin ve Türkiye

‘’ Türkiye’ de eroin neden adından çok bahsedilen ve milli prestijimizi Batı nezdinde sarsan bir zarar verici madde? ‘’ sorusunu yanıtlamaya çalışacağız.

Eroin, I. Dünya Savaşı öncesinde Alman kimyagerlerin morfine dönüştürücü asit (asit anhidrit) katması ile elde edilen, tedavilerde morfinden daha etkili bir ağrı kesici ve morfin bağımlılarını tedavi edici ilaç elde etme ihtiyacının ürünüdür. Ancak yapılan denemelerde; bu yeni kimyevi maddenin deneklerde cesaret arttırdığı, acıya duyarsızlaştırdığı zannı ile kahraman kelimesinden hareketle Heroin olarak adlandırılmış diğer uyuşturucular gibi nörokimyasal bir maddedir. Eroin’ in temeli haşhaştan elde edilen afyonun, değişik kimyasal maddelerle etkileşimi ile elde edilen morfindir. Etkileşim değişik kimyasalların hammadde ile karıştırılması ile elde edilen tuzlardır. Bu tuzlar suda erir ancak baz morfin yani saf kristal morfin suda erimez.

Eroin 1898 yılında resmen tescillendi. Eroini geliştiren Alman bilim adamı aspirinin de mucididir. Morfin bağımlılığının artması üzerine 1800’ lerde morfin bağımlılığı ile mücadele bilimin ve bilimsel tacirlerin esas amacı haline gelmişti.

Eroin bugün neden bu kadar korkutucu ?

Çünkü bağımlılar diğer bağımlılık yaratan maddelerde (uyarıcı hap, esrar) kullanım aralıklarını kendi dilediği gibi ayarlayabilirken; eroinde bağımlının ihtiyacı ve madde eksikliğinde yaşadığı kriz aşırı ve korkutucu. Eroin bağımlısı uzun yıllar yaşayamıyor. Ölüm halinde genellikle aşırı dozda madde kullanımı tanısı konulsa da madde bir süre sonra kalbi durduruyor. Yani ölüm genellikle aşırı dozdan değil vücudun iflası yani kalbin, dolaşım sisteminin alınan maddeyi kaldıramamasından kaynaklanıyor.

Amaçsızlık, maddi veya manevi boşluk ve gelecek için hedefsizlik duygularının yarattığı kaçış ihtiyacı sebebi ile, çoğu ülkede olduğu gibi Türkiye’de de uyuşturucu kullanımı var. Temel uyuşturucu ise tam organik doğal uyuşturucu yani dişi hint keneviri yaprağının kurutulmuşu olan esrar maddesi. Eroin kullanımı Türkiye’ de neredeyse 100 yıldır var. Ancak 1970’ lerden itibaren uluslararası uyuşturucu organizasyonlarının kurulması ve güçlenmesi ile, eroin ve tehlikelerinden tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’ de de bahsedilmeye başlandı.

Eroin bağımlısının krizlerini Türk halkı daha çok Anadolu’ dan Görünüm veya Uğur Dündar’ ın haber programlarından gördü. Bu krizler son derece kötü; fakat eroinin de artık Türkiye’ de sabit bir kullanıcı yüzdesi var. Avrupa ile karşılaştırıldığında oldukça az gözükse de eroin, piyasaya uyarıcı hap (Extacy) girene kadar Türkiye’ nin iki numaralı en yaygın uyuşturucusuydu.

Diğer uyuşturuculardan farklı olarak eroinden dönüş çok zor. Uzun ve metadon denilen bir ilacın kullanıldığı pahalı bir tedavi gerektiriyor.

Türk eğitim ve devlet sisteminde sıkça, Türkiye’ nin bir geçiş yolu olduğu ve bu nedenle uyuşturucu sorunu olduğu vurgulanır. Bu tanımda doğruluk olmakla beraber Türkiye, eroin üretimi için elverişli bir ülkedir. Eroin üretimi, haşhaşın dönüştürülmesi şeklinde gerçekleşiyor. Bu dönüştürme için temel gereksinim ise asit anhidrit maddesi.

Bu maddenin Avrupa’ da üretilmesi (üreticiler dünyanın en büyük 3 kimyasal madde üreticisi) ve Türkiye’ ye ithalinin kolaylığı, Türk organize suçluluğu ve Avrupa bağlantısı eroin imalathanelerinin Türkiye’ deki mevcudiyetinin temel nedeni. Yoksa Türkiye’ deki iç pazar yani bağımlı yüzdesi böyle bir talep yaratacak kadar büyük değil. Eroin sahil kesiminde veya gelir seviyesinin yükseldiği ticaret veya sanayii kentlerinde yaygın. Özellikle turistik güney illerimizde, turistlerin eroin ihtiyaçlarının da taksiciler tarafından karşılandığı herkes tarafından biliniyor.

Esrar üretimi, pazarlanması ve kullanımı özel organizasyon gerektirmeyen bir madde iken; eroin daha organize bir yapı gerektiriyor. Bu nedenle eroin az bulunur ve dönüştürme maliyeti sebebi ile de pahalı bir madde. Esrar veya hap gibi doğrudan kullanılamıyor; enjektöre ihtiyaç var. Madde toz halinde doğrudan damara enjekte edilemiyor. Limon asidi ile sıvılaştırma ve ısıtma ile elde edilen tuzlar enjekte ediliyor. Asit anhidrit kimyasal yapısı sebebi ile aynı damar yolunun bir süre sonra deforme olmasına, yani kullanılamamasına neden oluyor.

Türkiye ve Asit Anhidrit

Türkiye’ deki tekstil üretimi aslen iplik, kumaş ve dolayısı ile giysi üretiminde kullanılan asit anhidrit maddesi talebini doğuruyor. Bu nedenle paravan tekstil şirketleri vasıtası ile asit anhidrit ithali mümkün. Ayrıca daha doğuda örneğin İran’ da bu suçun cezası idam (Buna karşılık eroin kullanımı İran’ da, Türkiye ile karşılaştırılınca oldukça yüksek).

İşte bu nedenlerle Türkiye’ de eroin kelimesi sıkça telaffuz edilen ve korkulan bir kavramı temsil ediyor. Türkiye diğer uyuşturucular gibi eroin ile mücadelede büyük çaba gösteriyor. Ancak burada bir çıkmaz var. Bu maddeye tekstil sanayinin ihtiyacı var. Asit anhidrit üreticisi için üretimi basit ve ucuz bir kimyasal. Bu maddeye başkaca yan maddeler katılarak içeriğinin değiştirilmesi ve afyon ile karıştırılınca artık eroin elde edilememesi mümkün.

Ancak bu yapılmıyor. Aynen Türkiye’ de son 5 yıla damgasını vuran tinerci veya balici olarak tabi edilen evsiz, sahipsiz, ailesiz veya ailesi tarafından dışlanmış gençlerin bu maddelerden kurtulması veya bu maddelere yönelmelerini önlemek için; üretimi çok kolay ve ucuz bali ve tinere tiksinti yaratıp, solunumun bu maddeleri reddedeceği ek kimyasal maddeler eklenmiyorsa, üreticiler asit anhidrit’ e de böyle eklemeler yapmıyorlar. Çünkü Almanya gibi asitanhidrit üreticilerinin bu işte muazzam karları söz konusu.

Uyuşturucu Savaşları ve Türkiye

Akla gelebilecek bir başka soru ise Türkiye’ de yaşanan düşük yoğunluklu çatışma ve narkotik savaş arasında bir bağ olup olmadığı.

Evet böyle bir bağ var. D.Y.Ç. bir ülkenin dinamiklerini, konvaksiyonel savaş olmadan baltalama amacı güden zayıflatma taktiği olup; bu taktik de yasa dışı tüm yapılar, o ülke aleyhine, o yapının bilgisi dışında veya bilgisi dahilinde desteklenir. Uyuşturucu, özellikle eroinin sağladığı ekonomik rant; tüm yasa dışı organizasyonların ilgisini çekmektedir.

Basit bir örnek vermek gerekirse Güney Doğu Anadolu’ da geçmişte yaşadığı deprem ve BEÇO ile ünlü ilçede bölücü örgüt genellikle hiçbir olay hatta hiçbir rahatsızlık yaşatmamış, faaliyetlerini en az seviyede yürütmüştür. Ancak Jandarma Genel Komutanlığı’ nın ilçe kırsalında eroin imalathanelerine yönelik baskın ve imha faaliyetlerinin artması ile bölgede ve komşu kırsal alanlarda T.S.K.’ ne ciddi derecede saldırılar başlamış, iç ve dıştan çeşitli basın mensupları ve siyasiler birden bire bu ilçe ile ilgilenmeye ve T.S.K.’ ne baskı yapmaya başlamışlardır.

Bir arkadaşımızın komutanı olduğu iç güvenlik timi, bir dağın zirvesi olarak gözüken alana ulaşmak için tırmanırken arada hava araçları ile zor tespit ve teşhis edilecek, birkaç voleybol sahası genişliğinde, dişi hint keneviri tarlası tespit etmişler ve alanı yakarak imha etmişlerdir. T.S.K.’ nin ulaştığı ve imha ettiği bu alanın ve daha pek çok alanın korumasının da örgüt tarafından yapıldığı Genel Kurmay Başkanlığı’ mız tarafından da dile getirilmektedir.

Türkiye, uydu teknolojisi ve insansız hava araçları edinmek için büyük gayret içindedir. Böylece zaten az olan uyuşturucu hammaddesi üretim alanlarının tespiti daha da kolaylaşacaktır. Türkiye’ nin esas sorunu sınırları içinde hammadde üretimi değil, sınırlarından hammadde girişini engellemek, iç ve dış uyuşturucu kartellerinin Türkiye içindeki para aklama faaliyetlerini engellemektir.

Güneyde bir liman kentimizi ziyaret ederseniz, kara paranın gücünü görebilirsiniz. Sadece uyuşturucudan değil, değişik yasa dışı faaliyetlerden edinilen kara para bu şirin sahil kentimizde, kentin ihtiyaçlarının ötesinde yüzlerce siteye ve binlerce konuta dönüştürülmüştür ancak bu konutlar hala boştur.

T.S.K., narkotik savaş ile de mücadele ettiğinin bilincindedir. Aynı bilince halkımızın ve onların seçtiği değerli siyasilerimizin de ulaşması dileği ile.


Strateji ve Taktik

Hiç yorum yok:

 
Service Desk Software
Service Desk Software Bu site Taraf Gazetesi ile ilgili haberlerin yer aldığı resmi olmayan bir blogtur. Taraf Gazetesiyle RESMİ HİÇBİR BAĞI YOKTUR